Medeni Hukuk 1 Kendimce Özet 2016 yılı

Hukuk, toplumu düzen altına alan ve devlet yaptırımı ile kuvvetlendirilmiş bulunan kurallar bütünüdür. Aristo:  İnsan sosyal bir hayvandır. Hukukun amacı: Dirlik (sağlık, geçim, huzur)  ve düzen, hukuki güvenlik ve adalet.
Hukuk iki kısımda incelenebilir. Kamu hukuku (devlet yapısı) ve özel hukuk (kişisel).
MEDENİ  HUKUK (KAMEB):  Şehirliler hukuku anlamındadır. Önemli ölçüde kişiler arasındaki ilişkileri düzenler. Belirli alanlarda da devlet ilekişi arasındaki ilişkilere bakan pozitif bir hukuk alanıdır.
·         Kişiler Hukuku:  Kişi türleri, kişi ehliyeti, kişinin durumu ve yakınlığı (hısımlık), kişinin ikametgâhı inceler.  TMK (8-117)
·         Aile Hukuku:   Nişanlanma, evlenme, eşlerin arası ilişki hak ve ödevler, boşanma, velayet, ana-baba ve çocuklar arası hukuki bağ, velayet, vesayete bakar.  (TMK 118-494)
·         Miras Hukuku: Kişinin vefatı sonrası maddi varlığının ve borçlarının kimlere ve nasıl geçeceğini belirler.  (TMK 683-1027)
·         Eşya Hukuku:  Kişinin eşya üzerindeki egemenlik ve tasarrufunun niteliğini düzeler. TMK (683-1027)
·         Borçlar Hukuku: Kişiler arasındaki alacak verecek meselelerini düzenler.

MEDENİ HUKUKUN KAYNAKLARI:  (YAT)
Ø  Asli Kaynaklar: (Kanun,  KHK, Tüzük, Yönetmelik)  TMK m1:  Varsa hüküm uygulanır. Yoksa örf ve adet uygulanır. Yoksa HAKİM kendini kanun koyucu olsaydım göre hareket edip hüküm verilir.
                            i.            Kanun:  Yazılı kanun kaynağı olarak bu alanda Medeni kanun, Borçlar kanunu ve diğer alanlardaki kanunlar sayılabilir. Medeni kanun ve Borçlar kanunu 1926 yılında değişiklikler yapılarak İsviçre’den alınmıştır. Medeni kanun 2002, Borçlar Kanunu da  2011 yılında güncelleştirilmiştir.
                          ii.            Kanun Hükmünde Kararname ( KHK):  1961 Anayası’na 1971 de eklenen KHK lar 1981 anayasasında da yer almıştır. TBMM kanun ile bakanlar kuruluna belli bir süre içerisinde amacı, niteliği ve kapsamını belirlediği alanlarda bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi verir.  Yetkilendirilen Bakanlar kurulunun çıkarttığı KHK lar aynı gün ivedilik ile TBMM de görüşülür red veya onanabilir. Reddedilenler resmi gazetede yayımlanıncaya kadar geçerli olur.
                        iii.            Tüzükler:  1982 Anayasın da belirtilen tüzükler kanunun uygulanmasını göstermek ve emrettiği işleri belirtmek için  Danıştay’ın kanuni aykırılık incelemesinden sonra bakanlar kurulunca çıkartılır. Cumhurbaşkanlığınca imzalanıp resmi gazetede yayımlanarak yürürlülüğe girer.
                         iv.            Yönetmelikler:  Kanun ve Tüzüklerin uygulanmasına yönelik olarak bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri yönetmelik çıkartabilir. Yönetmeliklerin kanun ve tüzüklere uygun olmaması durumunda Danıştay’a dava açılabilir.
                           v.            İçtihat: Birleştirme Kararları:  Yargıtay’ın büyük, küçük (hukuk)  veya ceza genel kurullarınca alınır. Bu kararlara diğer mahkemeler aynı vakalarda aynı kararları almak zorundadırlar.
Ø  Tali Kaynaklar: Anlaşmazlıkların çözümünde asli kaynaklar yani yazılı kaynaklar bulunamaz ise tali kaynaklara başvurulur. Örf, adet ve hakimin oluşturduğu hukuk. Hakim yazılı bir kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa örf ve adet  hukukuna (yazılı olmayan) göre karar verir.  Örf ve adet kurallarının hukuk kuralı haline gelebilmesi için maddi, manevi ve hukuki unsur gereklidir.
·         Maddi Unsur:    Süreklilik, devamlılık ve tekrarlanma içerir.
·         Manevi Unsur:  Genel inanışa sahip olunmalı.
·         Hukuki Unsur:   Örf ve adet kurallarının yaptırımlar ile desteklenmesi yasalar yolu ile yollamaların yapılması ile olur.
v  Genel örf ve adet: Ülke genelinde yaygın olan kurallardır. Ortakçılık veya yarıcılık gibi.
v  Özel örf ve adet: Ülkenin belli bir kısmında veya grubunda yaygın olan kurallar. Ticari örf, adet hukuku.
 Hakimin Yarattığı Hukuk: Kanun koyucuların düzenlemedikleri somut alanlarda uygulana gelen örf ve adet de yoksa hakim bu boşluğu kanun koyucu gibi düşünerek hukuk yaratma işini vicdanı olarak yapabilir.
Ø  Yardımcı Kaynaklar: Hakim karar verirken içtihatlar ( daha önce verilen kararlar) ve doktrinden (bilimsel görüşler) yararlanır. İçtihatlar: Bir mahkemenin kararı başka bir mahkemeyi bağlamaz. Ancak yüksek dereceli mahkemenin kararı  ilk dereceli mahkemeler için örnek oluşturur.  Yargıtay kararları arasında farklılıklar varsa içtihadı birleştirme genel kurulunda bu çelişkiler giderilir.

*      Doktrin( Bilimsel görüş):  Hukuk alanında çalışan bilim adamlarının görüş ve düşüncelerinin kanun koyucular tarafından dikkate alınıp yararlanılması.
*      Medeni Kanunun Uygulanması: Kanun sözüyle ve özüyle bütün konulara uygulanır. Kanunun dili (sözü-lafzı) açık ise konuya uygulanabilir. Kanun dili açık değil ise veya kelimelerin hukuk alanında farklı anlamlarının olabildiği durumlarda kanunun özüne inilip yorumlanması gerekebilir.

Yorum Türleri:
v  Yasama Yorumu: Yasayı yapanların kanunun nasıl anlaşılması gerektiğini bildirmesidir. Yasama yorumu 1961 anayasasında kaldırılmış ve 1982 anayasasında yer verilmemiştir.
v  Yargısal Yorum: Yargılamayı yapan hakimin hukuk kuralını uygularken yaptığı yorumdur. Bunun başka mahkemeleri etkisi olamaz. İçtihadı birleştirilmiş olan yorumların bağlayıcı niteliği vardır.
v  Bilimsel Yorum:  Hukuk alanındaki bilim adamlarının yaptığı yorumların bağlayıcılığı olmasa da dolaylı olarak etki eder. Hakimin karar almasında bilimsel çalışmalar ve öğretilere atıflar yapmasını sağlar.
Kanun Hükmünü Yorumlama Yöntemleri:
1)      Deyimsel Yorum: Kanunun mantık ve deyim anlamında ne anlama geldiği araştırılır.
2)      Tarihsel Yorum: Kanun koyucunun iradesi (Kanunun gerekçesi, meclis tartışmalarına) bakılması gerekir.
3)      Amaçsal Yorumlama: Kanunun zamanın gerekliliklerine ve anlayışına uygun olarak yorumlanması demektir.

Kanunun Uygulanmasında Mantık Kuralları:
v    Kıyas:
v    Evveliyat:
v    Aksi ile Kanıt yolu:
Hakimin Hukuk Yaratması: Hakim hukuk boşluğunu doldurmak üzere hukuk oluşturma yetkisini kullanırken; Kısas, genel ilkeler ve orijinal bir hukukun yaratılmasıdır. Boşlular kural içi (isteyerek) ve kural dışı (istemeyerek)olabilir. Hakimin Takdir Yetkisi: Hakimin hukuka ve hakkaniyete bağlı olarak karar vermesidir. 

Bölüm 2:
Dürüstlük Kuralı: “Normal-makul, orta zekalı” bir insan davranışıdır. Dürüstlük kuralında hakların kullanılması ve borçların ödenmesinde kullanılır.
Hukuki işlemler kurulurken taraflar birbirlerine karşılıklı bilgi vermeli, yanılan tarafı uyarmak zorundadır. Doğruluk ve dürüstlük ilkesine karşı gelenler karşı tarafın zararını  karşılamakla yükümlü olacaktır. Hukuki boşluklar güven ilkesine göre doldurulur. Sözleşme sonrası öngörülemeyen gelişmeler yaşanmış bu da kişi için çekilemez duruma geldi ise güven ilkesi ile bu olay çözülür.
Hakkın Kötüye Kullanılması: Var olan hakkın amaç dışı ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanılmasıdır. Hak başkasına zarar vermek kastıyla kullanılmasında menfaat ve zarara yolca arasında bir dengesizlik var ise, veya hak zarar veriyor ise tehlike yaratıyor ise hukuk bu hakkı korumaz. Zarar gören kişi hakkın kullanımını durdurma, önleme, tespit ve tazminat davası açabilir.

İYİNİYET: İyi niyetli kabul edilmen için mazeretin ya bilgisizlik ya da yanlış bilgi sahibi olmandır. İyiniyetli olduğunu söyleyen kimse bunu ispata çağrılamaz(özen gösterdi ise).
İSPAT YÜKÜ: Hakimi ikna edecek malzemelerin mahkemeye sunulmasıdır. İddia eden iddiasını ispat ile yükümlüdür.
·         Olağan durumun aksini ispatla yükümlüdür.
·         Herkesçe bilinen bir durumun aksini ispat  ile yükümdür.
·         Haksız fiilde zararı ispat davacıya yükümlüdür.
·         Karineye dayanan tarafın ispat yükümlülüğü yoktur.  Fiili Karine: Belirli bir olaydan yola çıkarak belirli olmayan bir durum hakkında çıkarılan sonuçtur. (Elinde içki şişesi olan ve sendeleyerek yürüyen kişinin sarhoş olduğu sonucunu ispata gerek yoktur). Kanun tarafından çıkarılan sonuçtur. Kesin karinelerde aksi ispat edilemez iken; adi karinelerde ispat edilebilir.
RESMİ SİCİL VE SENETLER:
Belgeledikleri olguların kanıtları olurlar. Resmi kurumlardan alınanlar kesin delil olarak görülürken, adi senetler düzenleyen kişilerin mahkemeye ikrarı ile kanıt olurlar. Resmi siciller de aksi ispat edilinceye kadar kanıt sayılır.
BÖLÜM 3
KİŞİ KAVRAMI:
Kişi: Haklara ve borçlara sahip olabilene kişi denir.  Kişiler gerçek ve tüzel kişi olarak ikiye ayrılır. 
Ø  Gerçek Kişiler: Tüm insanlar gerçek kişidir. Gerçek kişilik doğumla başlar ölümle sona erir.
·         Karine: Bir kimse ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile ölü sayılır.
o   Birlikte Ölüm Karinesi: Bizden fazla insanın hangisinin önce sonra öldüğü bilinmediğinde aynı anda ölmüş kabul edilir.
o   Gaiplik: Ölüm tehlikesi içinde kaybolan (1 yıl)  veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin (5 yıl)  ölümü için kuvvetli olasılık var ise yakınlarının başvurusu ile kişi mahkeme (Kişinin yerleşim yeri yoksa Ankara, İstanbul, İzmir)  gaiplik kararı verebilir.
Tereke mirasçılara geçtikten sonra teminata alınır. Ölüm tehlikesi içinde kayboldu ise 5 yıl, uzun süre haber alınamadıysa 15 yıl teminat süresi vardır. Kişi 100 yaşına geldiğinde teminat istenmez.
Ø  Gerçek Kişinin Ehliyeti: Hak (haklara ve borçlara sahip olmadır. Doğum ile veya kanuna uygun kurulma ile) ve fiil (hak kazanma ve borç altına girebilme, sorumluluk altına girmektir) ehliyeti vardır.  Herkesin hak ehliyeti vardır ama fiil ehliyeti yoktur. Herkes araba satın alabilir ama kullanma ehliyeti şartlara bağlanmıştır.
Fiil Ehliyeti: Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişi sahiptir.
·         Erginlik Şartı: 18 yaşının tamamlanması. Evlenme kişiyi ergin kılar (17 yaş veya hakim kararı ile 16 yaşın doldurulması veya veli izni ve mahkeme kararıyla 15 yaşındaki kişi ergin kılınabilir)
·         Ayırt Etme Gücü:  Akla uygun davranan, makul suretle hareket edebilen ayırt etme yeteneğindedir. Yaş, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk bunlara neden verebilir.
·         Kısıtlılık: Mahkeme kararıyla fiil ehliyetinin sınırlandırılması veya kaldırılması. Kısıtlılık için: Akıl hastalığı, zayıflığı, savurganlık, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, yönetim, 1 yıl üzeri hapis cezası, acizlik.

*      Tam Ehliyetliler:  Ayırt etme gücü olan, ergin kişiler.
*      Sınırlı Ehliyetliler: Yasal danışmanı olanlar (bağışlama, kambiyo taahhüt, kefil olmayı tek başına yapamaz) ve evliler.
*      Tam Ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip olmayan kimseler. İşlerini veli ve vasileri ile gerçekleştirebilir.
*      Sınırlı Ehliyetsiz:  Ayırt etme gücüne sahip küçükler.  Fiil ehliyetleri yoktur. Borç altına sokmayan, menfaatlerine olan işleri yapabilir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılmasında da temsilcisine bağlı değildir. Nişanlanma-bozma, boşanma, evlenme (evlenme izne bağlı).  Kefil olamaz, bağış yapamaz, vakıf kuramaz.

Bölüm 4:
HISIMLIK:
Gerçek kişiler arasında olur. Hısımlık doğal yolla, evlenme veya evlat edinme gibi yollar ile meydana gelir.
Hısımlık "kan", "kayın" ve "evlat edinme" olarak 3 grupta incelenebilir.
v  Kan Hısımlığı: Aile içerisindeki kan bağını gösterir. Kendi içerisinde üst-alt soy ve yan soy a ayrılır. Üst soy anne baba dede vb., alt soy oğlu kızı torunu gibi. Yan soy ise kuzenliği gösterir. Kardeşler arasındaki hısımlık tam kan boy hısımlığıdır. Yarım kan soy hısımlığında ana bir veya baba bir olan kardeşler arasındaki hısımlıktır.
v  Kayın Hısımlığı: Eşin kendisi ile diğer eşin kan hısımları arasındaki hısımlığa denir. Eşin kan hısımları ile diğer eşin kan hısımları arasında Kayınlık yoktur.
v  Evlat Edinme İle Hısımlık: Evlat edinilen kişi evlat edinenin alt soyu olur. Evlatlığın kan hısımları ile evlat edinen arasında hısımlık meydana gelmez.

YERLEŞİM YERİ:
Oturulan, iş ve aile merkezi olarak tanımlanabilir.
Yerleşim Yeri Çeşitleri:
v  İradi Yerleşim Yeri:  Bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Kişi fiilen orada oturmalıdır.
v  İtibari Yerleşim Yeri: İradi yerleşim yeri olmayanların meskeni veya şimdiye kadar bulunduğu mevcut adres kabul edilir.
v  Yasal Yerleşim Yeri: Kanunun doğrudan belirlediği yerleşim yeri. "örneğin velayet altındaki çocuğun adresi"
Herkesin ancak bir yerleşim yeri olabilir. Herkes bir yerleşim yerine sahip olmalıdır. Yoksa oturduğu yer kanunen yerleşim yeri sayılır.
KİŞİLİK HAKKI
Dar Anlamda Kişilik: Haklara ve borçlara sahip olabilmeyi yani hak ehliyetini ifade eder.
Geniş Anlamda Kişilik: Hak ehliyeti, fiili ehliyeti, kişisel durum ve hakları da içine alır.
Kişilik Hakları: Kişinin "kişi" olmasıyla sahip olduğu hayatı, sağlığı, beden tamlığı, hareket özgürlüğü, onuru, itibarı, özel hayatı, sırları, resmi, ismi, özgürlüğü, inancı, ruhi ve hissiyatı sayılabilir.
v  Kısaca fiziki (maddi),
v  Manevi (deruni),
v  Sosyal kişilik hakları vardır.
Kişiliğin İçe Karşı Korunması: Kişi kendi hak ve fiil ehliyetlerinden vazgeçemez.
Kişiliğin Dışa Karşı Korunması: Kişilik haklarına yapılan saldırıya karşılık kişi hakimden haklarının korunmasını isteyebilir. Saldırı kanunlara aykırı olmalıdır.
v  Saldırıya son verilmesinin istenmesi: Devam etmekte olan saldırının durdurulması için dava açılır.
v  Önleme Davası:
v  Tespit Davası: Kişi haklarına saldırının yapılmış ve bitmiş olmasını içerir.
v  Tazminat Davası: Maddi ve manevi kayıplar için açılır.
v  Vekaletsiz iş Davası: Yapılan işin vekalet almada gerçekleştirilmesi ile olur.
v  Ad ve Adın Konulması:
Bölüm 5: TÜZEL KİŞİ KAVRAMI
Tüzel kişilerin bağımsız bir varlığının olması için 
v  Örgütlenme: Örgütün organlarının olması.
v  Sürekli amaç: Geçici olmayan genel ve ortak çıkar.
v  Hukukun tüzel kişiyi tanıması gereklidir.

Tüzel Kişiliğin Kuruluşu:
v  Serbest kuruluş sistemi: Derneklerin  kuruluşuna yönelik mevzuat koşullarının yerine getirilmesi ile otomatikmen kurulur. Gerekli bildirimler ve tüzük en büyük mülki amire verildiği anda kurulmuş olur.
v  İzin sistemi: Anonim şirketlerin kurulmasının sanayi bakanlığından izin alınması gerekliğidir.
v  Tescil sistemi: Kollektif ortaklıklar, Vakıfların yerleşim yeri mahkemesi nezninde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.

Tüzel Kişiliğin Sona Ermesi:
v  İnsifah(Dağılma): Belli bir amaç için kurulan tüzel kişinin bu amacının gerçekleşmesiyle kendiliğinden sona erir.
v  Tüzel kişiliğin yetkili organları (genel kurul gibi)  alacağı karar ile kendini fesh eder.
v  Tüzel kişinin amacı hukuka, ahlaka ve adaba aykırı hale geldiyse mahkeme kararı ile fesh edilebilir.

Tasfiye: Tüzel kişiligin tüm hukuki ilişkilerinin bitirilmesine tasfiye denir. Tasfiye alacak verecek ilişkisi bitirilinceye kadar devam eder. Bu süreç içinde hukuki kişilik devam eder. Kalan mal varlığı TMK 54 e göre intikal ettirilir.

Tüzel Kişilik Türleri:
       Özel Hukuk Tüzel Kişileri: Özel hukuk alanında kurulmuş olan tüzel kişileridir.
           
¨       Kazanç Paylaşma Amacı Güden Tüzel Kişiler: Kolektif, anonim, komandit, kooperatif,   limitet ortaklıklar                
¨       Kazanç Paylaşma Amacı Gütmeyen Tüzel Kişiler:  Sendikalar, vakıflar, dernekler
        Kamu Hukuku Tüzel Kişileri: Kanunun verdiği yetki ile kurulan kamu görevi yapan kamu idare kurum ve kuruluşlarıdır.    Kamu İdareleri: Devlet, il, belediye ve köyler. Devlet bütünüyle bir tüzel kişidir. İllerde İl özel idareleri, Belediye de başkan,                                                           köylerde muhtar yürütme organının başıdır.Kamu Kurum ve Kuruluşları: Üniversiteler, TRT, karayolları, DSİ ile  barolar birliği, noter birliği gibi meslek kuruluşları sayılabilir.

Dernekler: Dernekler kişi topluluğu biçiminde kar gütmeyen tüzel kişilerdir.  Bir derneğin tüzel kişilik kazanması için aşağıdaki unsurları bulunmalıdır.
v  Kişi unsuru: En az 7 gerçek (fiil ehliyetli) veya tüzel kişinin bir araya gelmelidir.
v  Amaç unsuru: Hukuka ahlaka aykırı olamaz.
v  Süreklilik unsuru: Belirli bir süre kararlaştırılamaz.
v  Tüzel kişiliğe sahip olma unsura: Kendisini oluşturan kişilerden farklı bir kişiliğe sahiptir.
 Derneğin Kuruluşu:
v  Normatif bildirim ile kurulurlar. Derneğin kuruluş yerindeki en büyük mülki amirine bildirim ile gerçekleşir. Bildirimde tüzük içerisinde derneğin adı, amacı, gelir kaynakları, üyelik koşulları, organları, yönetim kurulu belirtilmelidir.
v  Tüzük mülki amirce 60 gün içinde incelenir. Kanuna uygun olmayan bir durum var ise 30 gün içinde düzeltilmesini ister. Düzeltme olmaz ise Cumhuriyet Savcılığına bildirir.
v  Her şey uygun ise dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir. 
v  Amaç birliğindeki 5 dernek federasyonu, 3 federasyon konfederasyonu oluşturur.

Vakıflar: Mal topluluğu şeklindeki sürekli ve belli bir amaca yönelik tüzel kişilerdir.  2008 yılında eski ve yeni vakıflar tek bir kanun altında toplanmıştır.
v  Vakfeden kişi gerçek (fiil ehliyetli: tam, sınırlı ehliyetli veya sınırlı ehliyetsizler (15 yaş şartı, ayırt etme gücü olan) ancak vasiyetname ile) veya tüzel kişi olabilir.
v  Vakıf kurma vakıf senedi veya ölüme bağlı (mal amaca yönelik yeterli değilse benzer amaçlı başka vakfa) olarak vasiyet ile açıklanır. 
v  Yerleşim yerindeki mahkeme tarafından tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.
v  Vakfın tek zorunlu organı yönetim kuruludur. Bir kişiden bile oluşabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğünce teftiş ve denetimi yapılır.
Vakıf senedinde vakfın;
·         Adı,
·         Amacı (belirli ve sürekli olmalı. Anayasaya, milli birlik-beraberlik ve menfaate aykırı olmamalı,                                          belirli ırk ve cemaate yönelik olmamalı),
·         Amaca göre mal ve haklar,
·         Örgütlenme şekli,
·         Yönetim şekli,
·         Yerleşim yeri gösterilir.
             

v  Vakıflar kanundan veya mahkeme kararıyla fesih edilebilir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün merkez siciline kayıt edilir ve Resmi gazetede ilan edilerek feshi biter.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yunus Emre Dizisinden Güzel Sözler

Kaynak Kablosu Kesit Hesabı